T24 Dış Haberler
Pakistan’da halk arasında “Cipher davası” olarak bilinen ve eski Başbakan İmran Han‘ın ve partisinden bir yardımcının yargılandığı davada karar verildi. Mahkeme, Han ve yardımcısını resmi sırları ifşa etmekten suçlu bularak 10’ar yıl hapis cezasına çarptırdı.
Nisan 2022’de parlamentoda yapılan güvensizlik oylamasıyla görevden alınan Han, bir yolsuzluk davasından aldığı üç yıllık hapis cezasını çekiyor. Cipher davasındaki karar ise Khan’ın daha önceki mahkumiyeti nedeniyle aday olmasının yasak olduğu 8 Şubat’taki parlamento seçimleri öncesinde geldi.
Yetkililer Khan ve yardımcısı Şah Mahmud Kureşi‘nin, halk arasında Cipher davası olarak bilinen davada Salı günü verilen karara itiraz etme hakları olduğunu söylüyor.
Han, Şubat ayında yapılacak seçimlerde oy pusulasında yer almayacak olsa da tabandan gelen takipçileri ve düzen karşıtı söylemleri nedeniyle güçlü bir siyasi güç olmaya devam ediyor. Han, kendisine karşı açılan davaların seçimden önce kendisini saf dışı bırakmak için bir komplo olduğunu söylüyor.
Han’ın Mayıs 2023’te tutuklanmasının ardından Pakistan’da şiddetli gösteriler yaşandı. Yetkililer o tarihten bu yana destekçilerine ve partisine baskı uyguluyor.
Pakistan’ın bağımsız insan hakları komisyonu, “seçim öncesi hileler” nedeniyle önümüzdeki ay yapılacak parlamento seçimlerinin özgür ve adil olma şansının çok az olduğunu söyledi. Komisyon ayrıca yetkililerin Han’ın ve partisinden üst düzey isimlerin adaylıklarını reddetmesinden duyduğu endişeyi de dile getirdi.
Cipher davası, Han’a karşı açılan 150’den fazla davadan biri. Diğer suçlamalar mahkemeye saygısızlıktan terörizme ve şiddete teşvik etmeye kadar uzanıyor.
Han’ın başbakanlıktan düşürüldükten sonra bir miting sırasında gizli bir belgeyi salladığı, bunun tehdit edildiğinin kanıtı olduğunu ve görevden alınmasının Pakistan’da ordu ve hükümet tarafından yürütüldüğü iddia edilen bir ABD komplosu olduğunu iddia ettiği iddia ediliyor. Washington ve Pakistanlı yetkililer bu iddiayı reddetti.
Han’ın elinde salladığı ve Cipher olarak adlandırılan belge ne hükümet ne de Khan’ın avukatları tarafından kamuoyuna açıklanmadı ancak Pakistan’ın Washington Büyükelçisi ile İslamabad’daki Dışişleri Bakanlığı arasındaki diplomatik yazışmalar olduğu anlaşılıyor.