İzmir, geçmişte kurtuluşun, kuruluşun kentiydi. Yeni dönemde de AKP iktidarına karşı siyasal direncin ve direnişin kenti olarak tanındı. 31 Mart yerel seçimlerinde kıyasıya yarışın yaşandığı İzmir’de ipi göğüsleyen CHP’li Cemil Tugay oldu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay ile seçim sürecini ve hedeflerini konuştuk.
Seçim süreci nasıl geçti?
Seçim kampanyası boyunca tabii on binlerce vatandaşımızla direkt muhatap olduk. İzmir’in dört bir köşesinde sevgiyi ve saygıyı hissettim. Diğer taraftan da yüklediği sorumluluk tabii üzerimizde. Görevi devralmış olmanın büyük onurunu hissediyorum, sorumluluğumun farkındayım. Yoğun bir çalışma temposuyla başladık. Çok güzel şeyler yapmak için de sabırsızlanıyorum.
‘DAHA ATAK ŞEHİR’
Neler planlıyorsunuz?
İzmir’i yerel demokrasinin çok daha gelişmiş olduğu bir kent haline getirmeyi hedeflerken aynı zamanda kalkınma açısından da yerel yönetimlerin güç vermesiyle biraz daha atak yapmış bir şehir haline çevirmeyi hayal ediyorum, düşünüyorum. Ve bir taraftan sahip olduğumuz kültürel mirası da zenginleştirerek, üstü örtülmüş olanları açığa çıkararak diğer taraftan hem yaşayanların günlük yaşamlarında hissettiği kültür sanat yoğunluğunu artırmayı yerli ve yabancı turistler için daha çekici bir yer haline getirmeyi düşünüyorum. Bunlar zaten İzmir’in var olan üstün özellikleri. Ama diğer taraftan çalışarak bu kimlik özelliklerini daha da belirgin hale getirebiliriz diye bir düşüncem var.
‘DİYALOGLA YÜRÜTECEĞİZ’
22 yıllık AKP döneminde İzmir, “muhalif kent” olması nedeniyle çeşitli mağduriyetlere uğradı. İzmir’in hakkını, hukukunu savunma noktasında neler düşünüyorsunuz?
Yani tabii İzmir’in haklarını savunmada en önde çaba gösteren kurum olacağız belediye olarak. İzmir, örnek bir yerel demokrasi ve kalkınma kenti olacak. Öncelikle kentin bugünü ve geleceğini planlamakla ilgili üzerimize düşeni yapacağız. Sonra da koyduğumuz hedefler çerçevesinde tüm kamu kurumlarıyla, tabii merkezi hükümetle, Ankara’yla da diyalog içerisinde götüreceğiz. Özellikle İzmir’in kendi doğal yapısını çevreyi bozacak, İzmir’deki insanların yaşamını sağlıksız hale getirecek şeylere karşı her zaman duyarlı olacağız. Mesela Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde biliyorsunuz zaman zaman asbest yoğunluklu ya da toksik yapısı, içeriği tam belli olmayan bazı sökümler oluyor. Onlara karşı her zaman ses çıkarıyoruz. Seçim kampanyasında Kınık’ta bir termik santral yapımından bahsetti enerji bakanı ki bunu yanlış bulduğumu ifade etmiştim. Bu ya da buna benzer durumlarda mutlaka ki muhalif olacağız. Diğer taraftan, biz istiyoruz ki hükümetimizle de İzmir’in kalkınması, büyümesi, gelişmesi çerçevesinde uyum içerisinde çalışalım. Dolayısıyla fırsat buldukça Ankara’ya giden, bakanları ziyaret eden, ilgili kurumları ziyaret eden ve beraber çalışma yönünde üzerine düşeni yapan bir belediye başkanı olacağım. Diyalogla daha iyi sonuçlara erişeceğimize inanıyorum.
‘HIZLI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI YAPACAĞIZ’
Nasıl bir öncelikler sıralamasıyla hizmet yapmayı düşünüyorsunuz?
Kampanya boyunca söylediğim gibi hızlıca müdahale edeceğimiz işler var. Bunları ilk 6 ayda yapılacaklar olarak sıralamıştım. Daha sonrası için de daha büyük ölçekli planlamalar, master planların çerçevesinde yapacağımız yatırımlar var. Önceliklerimiz tabii ki sıkıntıların daha yoğun yaşandığı noktalara temas etmek olacak. Sonraki adımı devam etmekte olan ya da şu anda yapımı durmuş olan projelerin tamamlanması ve yarım bir şey bırakılmaması üzerine oturtuyorum.
Üçüncü bölümünü de yaptığımız master plan büyük ölçekli çalışmalar çerçevesinde daha orta ve uzun vadeli yapacağımız işlerle ilgili olarak yine ifade edebilirim. Kent içerisindeki trafik, toplu taşıma, toplu ulaşımla ilgili yapılması gereken çalışmalar, yatırımlar, işte körfezin temizliği, genel olarak altyapıyla ilgili sorunların düzeltilmesi, bunun yanında halihazırda eksiğimiz olan işleri tamamlamayı hedefleyeceğiz. Bir de tabii kentimizin önemli bir sorunu bozuk zeminli alanlarda depremden korunmak için yapacağımız kentsel dönüşüm çalışması. Ama aynı zamanda plansız bazı semtlerimiz, mahallelerimiz var. Bunlarda da yapılacak bir planlamayla birlikte hızlı bir kentsel dönüşüm çalışmasını gerçekleştirmek.
‘GENÇLERİN GİTMEDİĞİ YENİ BİR DÖNEM’
İzmirli hemşerilerinize hangi mesajları vermek istersiniz?
İzmir halkına teşekkür etmem gerekiyor. Halk 31 Mart’ta “değişim” dedi, partimize ve bizlere önemli sorumluluk yükledi. Bundan sonrası için herhangi bir ayrımcılık içerisinde olmadan halkımızın tamamına eşit hizmet götürmeyi tekrar vaat ediyorum. Ayrıca hizmette biraz daha fazla dezavantaja maruz kalmış, biraz daha ihmal edilmiş alanlara daha öncelikli olarak hizmet götüreceğiz. Biraz belediyeyi reorganize etmek açısından biraz bu yeni dönemin kimliğini belediyeye tutmak açısından azıcık zamana ihtiyacımız olabilir. Ama çok kısa zamanda yapacağımız çalışmalar sahada görülmeye başlanacak. Türkiye kamuoyuna da bu dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’ne verdikleri destek için teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonraki dönemde insanlarımızın katılımını daha fazla yükselttiğimiz ve Türkiye’yi daha demokratik, daha özgür, daha gelişmiş, refah içerisinde olan gençlerin bu ülkeden göçüp gitmek istemediği, çalışanların emeklerinin karşılığını aldığı, kendini ihmal edilmiş hisseden tüm vatandaşlarımıza da belediyeler üzerinden ulaşabildiğimiz, onları rahatlatabildiğimiz bir dönem olacak.