İYİ Partili Paçacı’dan şiddet iklimine karşı birliktelik mesajı: ‘Şiddeti meşrulaştıran siyasi atmosferi beraber dağıtalım’

İYİ Parti Milletvekili Paçacı’dan Siyasetçilere Yönelik Saldırılara Karşı Mesaj

İYİ Parti İstanbul milletvekili Cihan Paçacı, siyasetçilere yönelik saldırıları Meclis gündemine taşıdı. Genel Kurul’da konuşan Paçacı kürsüye; demokrasiye, ifade özgürlüğüne ve siyasetin onuruna yönelmiş son derece tehlikeli, şiddet ve saldırılara karşı ses yükseltmek amacıyla çıktığını belirtti. Son dönemde demokrasi tarihinin en sert kutuplaşma iklimlerinden birinin yaşandığına dikkat çeken Paçacı, “Günümüzde farklı görüşlere sahip olmak doğal ve sağlıklıdır. Demokrasinin gereği de budur” açıklamasında bulundu.

‘SİSTEM, TOPLUMSAL AYRIŞTIRMAYI DERİNLEŞTİRDİ’

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle, toplumsal ayrışmanın derinleştiğini vurgulayan Paçacı, ‘’Biz ‘’ ve ‘’onlar’’ dili siyasi rekabetin değil, toplumsal düşmanlığın aracı haline gelmiştir. Sosyal medya linçlerinden fiziksel saldırılara, basına ve muhalefete yönelen baskılardan ifade özğürlüğü kısıtlamalarına kadar uzanan sistematik bir şiddet iklimiyle karşı karşıyayız. Bu sadece bireylere değil demokrasimize vurulan prangadır. Unutulmamalıdır ki, demokrasi sadece sandığa atılan oyla değil, farklı seslerin birlikte yaşayabildiği bir toplumsal zeminde gelişir. Bugün bu zemin büyük ölçüde tahrip edilmiş durumdadır. Bu tahribati onarmak ise, hepimizin sorumluluğundadır. Asıl üzerinde durmamız gereken şey, bu şiddet ve saldırıların bir günde ortaya çıkmadığıdır. Bu ortam yıllardır sürdürülen ve her geçen gün dozu artan bir siyasi anlayışın sonucudur” dedi.

‘YAPANIN YANINA KÂR KALAN BİR ORTAM OLUŞTU’

Farklı düşünen ve siyasi iktidarı eleştiren seslerin hedef gösterildiğini ve şeytanlaştırıldığını dile getiren Paçacı, “Bu ülkede milyonlarca insanın oyunu alan partileri, milyonların temsilcisi olan milletvekilleri ve toplumda karşılığı olan birçok sanatçı, gazeteci ve kanaat önderleri ayrıştırıcı ve nefret dolu söylemlerle yaftalanıp tehdit edilmektedir. Mesela, grup başkanvekili Sayın Buğra Kavuncu İstanbul’da fiili saldırıya uğramış fail cezasız kalmıştır. Sayın Selçuk Özdağ kardeşimiz darp edilmiş ancak failler cezalandırılmamıştır. CHP eski Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na linç girişiminde bulunulmuş ancak saldırıda bulunan failin bırakın cezalandırılmasını, elini öpmek için kuyruk oluşturulmuştur. Genel başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu aleni olarak tehdit edilmiş ve yargı sadece seyretmiştir. Ayyüce Türkeş hanımefendi babasının mezarını ziyaret edemez hale gelmiş ve yanındaki personel darp edilmiştir. Son olarak da CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel fiili saldırıya uğramıştır. Adeta yapanın yanına kar kalan bir ortam oluşmuştur” diye konuştu.

‘MİLYONLARCA İNSANI ETKİLİYOR’

Saldırıların; siyaset kurumuna ve demokrasiye yapıldığı söyleyen Paçacı, saldırılardaki ortak paydanın saldırganların hiçbir ceza almaması olduğunu ifade etti. Paçacı bu durumun toplumda bu saldırganların suç işleme imtiyazına sahip oldukları algısını oluşturduğunu belirtti. Şiddet ortamından en kısa sürede çıkarak huzurlu bir ortam yaratmanın en başta siyasi iktidarın görevi olduğunu anımsatan Paçacı, “Özellikle, Sayın Cumhurbaşkanı’nın AK Parti genel başkanı sıfatıyla rakiplerine sert eleştiride bulunması hatta tehditvari ifadeler kullanması aynı zamanda cumhurbaşkanı olması dolayısıyla doğru değildir. Özellikle biz siyasilerin ve toplumda karşılığı olan kişilerin söylemleri sadece kendilerini bağlamaz. Unutulmasın ki bu söylemler milyonlarca insanı yönlendirmekte, etkilemekte ve şiddeti doğurmaktadır” dedi.

‘BU MESELE MEMLEKET MESELESİDİR’

Paçacı son olarak şunları söyledi: “Bu şiddet dolu ve tehlikeli gidişat unutulmasın ki tedbir alınmazsa toplumsal kaosa sebep olabilecektir. Bu ortamdan çıkmamızın ön şartı, kutuplaşma değil kucaklaşmayı, nefreti değil sevgiyi hakim kılmamızdır. tabii yargının ise, bağımsız ve tarafsız ilkeler çerçevesinde faillere gereken cezaları vermesi şarttır. Siyasette dilimizi yumuşatmak, kutuplaştırıcı söylemlerden arınmak; yalnızca nezaket kuralı değil, demokrasimizin ve toplumsal huzurumuzun gereğidir. Gelin bu kutuplaştırıcı dile son verelim, gelin şiddeti meşrulaştıran bu siyasi atmosferi beraber dağıtalım, gelin ülkemizi birliğin, sevginin, saygının ve huzurun hakim olduğu bir ortama taşıyalım. Zira, bu mesele sadece siyasi bir mesele değil, bir memleket meselesidir.”

Related Posts

Ahmet Özer yeniden hakim karşısında!

Görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, “terör örgütüne üye olma” suçundan yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı.

TKH’den ‘süreç’ ve ‘DEM Parti’ açıklaması: ‘Barışın ve kardeşliğin yolu ABD’siz, patronsuz, tarikatsız, mafyasız Türkiye’den geçer’

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘AKP-MHP-DEM’ sözlerine ilişkin “AKP, MHP ve Dem Parti’nin ortak bir ittifakla yan yana gelmesi, demokratikleşme ve barış getirmeyecek, AKP-MHP blokunun gerici-faşist iktidarına Kürt siyasetinin eklemlenmesi dışında bir anlam taşımayacaktır” ifadelerinin yer aldığı bir açıklama yayımladı. Partinin açıklamasında “Barışın ve kardeşliğin yolu ‘ABD’siz, patronsuz, tarikatsız, mafyasız, Türkiye’den geçer!” dendi.

Avrupa, Trump’a misilleme hazırlığı yapıyor!

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB), ABD’nin uyguladığı gümrük tarifelerine misilleme tedbirleri için hazırlıklarını hızlandıracağını kaydetti. Macron, “Avrupa Komisyonu Başkanı ile …

İran’ın nükleer programını Putin de terk etti

Putin, İran’a uranyum zenginleştirmeyi tamamen bırakmasını önerdi. İsrail’le yaşanan son savaş sonrası tutumunu sertleştiren Moskova, bu pozisyonu Trump ve Macron’a da iletti. Tahran ise öneriyi reddetti.

Araçlar yolda stop ediyor! Otomobil devi araçlarını acilen servise çağırdı

ABD’li otomotiv üreticisi Ford, motor durmasına yol açabilecek yakıt pompası sorunu nedeniyle Amerika genelinde 850 binden fazla aracını geri çağırma kararı aldı.

Sanayi bölgesinden zehir akıyor: Suyu içen öldü

Hatay’da otlatmaya çıkarılan 65 küçükbaş hayvan, sanayi bölgesinden gelen derede su içtikten bir süre sonra öldü.